Zihinsel olarak sağlıklı kalmak ve kendinize iyi bakmak – bu nasıl oluyor? « Ruh sağlığı için 10 adım ”ı tanıyın ve uzun vadede ruhunuzu nasıl güçlendirebileceğinizi öğrenin. 10 adımın uygulanması kolaydır, etkilidir ve günlük hayata kolayca entegre edilebilir.
Hiç kimse mükemmel değildir.
Kendimi kendim olarak kabul etmek demek, yeteneklerimi biliyor, onlardan yararlanıyorum ve beni tatmin eden şeylerin ne olduğunu biliyorum demektir. Vücudumu ve verdiği işaretleri bilinçli olarak algılayabilecek ve buradan güven kazanabilecek durumdayım. Duygularımı anladığım için de benim yararıma olan kararlar alabiliyorum. Güçlü yanlarımı ve yeteneklerimi bildiğim için de hatalarımı ve zayıf yanlarımı kendimin bir parçası olarak kabul edebiliyorum. Kendim hakkında endişeli olmak, başkalarının hoşuna gitmese de kendimi düşünmek demektir. Bunun için de cesaret gereklidir. Bu sırada da sınırlarımın ne olduğuna dikkat edip bana iyi gelenle bana zarar vereni ayırt edebiliyorum.
Birçok şey konuşmayla başlar.
Bir şeyler hakkında konuşmak, dinlemek, düzene sokmak, açıklığa kavuşturmak, ilgilenmek, beni heyecanlandıran şeyleri sözlere dökmek gerilimi ve baskıyı azaltmaya yardım eder. Sorunlar hakkında konuşmak bu sorunlara maruz kalanlara ve onların yakınlarına her zaman kolay gelmez. Ama başka insanlarla sorunlarım hakkında konuşmaya cesaret ettiğimde iki taraf için de çoğu zaman yeni bir bakış açısı veya çözüme giden bir başlangıç ortaya çıkar. Mutluluğu ve mutsuzluğu paylaşmak insanın doğasındadır.
Hayata hareket katmak.
Sıklıkla stresli, telaşlı ve uyarılarla dolu gündelik hayatımızda fiziksel hareket değerli bir dengeleme imkânıdır. Ne var ki gitgide daha az hareket eder haldeyiz. Basit bir kuraldır oysa: İnsan haftada en az 2½ saat, günlük aktiviteler veya spor şeklinde hareket etmelidir. Bunlara nabız ve solunumun hafifçe hızlandığı 10 dakikadan sonraki her hareket biçimi dahildir.
Öğrenmek keşfetmektir!
Yeni şeyler öğrenmek, beni gündelik hayattan çıkaran, yeni dürtüler sağlayan ve özgüven duygumu yükselten bir keşif gezisine çıkmak demektir. Yeni şeyler öğrenmeye hazır olan kişi aynı zamanda hem kişisel hem de mesleki olarak gelişmeye devam etmek istediğini de gösterir. Öğrenmek sadece kafa meselesi değildir, aynı zamanda bütün duyularımızı da meşgul eder. Yeni bir şey denemek için vakit hiçbir zaman geç değildir.
Dostluklar değerlidir.
Arkadaşlarıma yakınım, onlarla her konuda konuşabiliriz. Gizli olanlar aramızda kalır. Arkadaşlardan baskı görmek istemiyorum, ama bana ihtiyaç duyduklarında da yanlarındayım. Arkadaşlar beni eleştirebilir ve olduğum gibi kabul ederler.
Dinlenirken yeni güç bulmak.
Düşünme sürecimiz, iç dünyamızda görüntüler ve düşüncelerden ibaret olan dur durak bilmeyen bir akıntı, sürgit bir isyan halidir. Bu yüzden de aktif aşamaların ardından rahatlama ve dinlenme aşamasının gelmesi önemlidir. Rahatladığımızda kendimizi iyi hisseder, sakinleşir, rahat ve uyanık oluruz. Rahatlayan kişi hem kendisini hem de başkalarını daha iyi değerlendirebilir ve sükunetle kararlar alabilir. Rahatlama her yerde bulunur, bedavadır.
Yardım istemek cesaret gerektirir.
Yardım isteyen kişi, zayıf değil güçlüdür. Onlara açıldığımda bana yardım etmek isteyen insanlar var. Yardım isteyebilirim, bu yüzden zavallı biri değilim. Yardım istemek, güven göstermek de demektir. Böylece etkin bir biçimde hareket edebilir ve duygularımla endişelerim karşısında kendimi çaresiz hissetmem. Özellikle sıkıntılı durumlarda temel becerilerinize güvenmek, görevleri devretmek ve yardım istemek önemlidir. Bu da hem güvenmeyi hem de inanmayı gerektirir – başkalarına da.
Hepimizin içinde yaratıcılık var!
Birçok insan söze dökemedikleri özlemler, arzular, korkular ve düşünceler taşır içinde. Yaratıcılıkla -mesela resim, müzik, el işi, yemek, çiçek toplamak ve daha birçok şey- bu duyguları ifade edebilirsiniz. Yaratıcılık beni daraltan sayısız gerilim karşısında bir denge sağlar. Bu şekilde rahatlayıp güç toplayabilirim.
İnsan, sosyal bir varlıktır.
Bir topluluğun parçası olmak, hayattaki en önemli deneyimlerden biridir. Topluluk dediğimiz şey bizden ilişki kurma cesareti ister. Katılmak demek, benim için önemli olan şeyler konusunda arzular, ilgiler, beceriler, korkular ve umutlar katmak demektir. Bir toplulukta yaşamak ayrıca: Desteklendiğimi hissetmek ve yakınlarımı desteklemek demektir.
Hayatın krizlerini atlatmak.
Şok, yas ve travmatik olayların duygusal olarak üstesinden gelmek vakit alır. Bu yüzden kendine bu vakti vermek önemli olsa da aynısını kriz durumlarında da yapmak gerekir. Hiçbir şey yolunda gitmiyormuş gibi geldiğinde yaşamsal ritme (beslenme, solunum, uyku, hareket) odaklanmak iyidir. Bunu tek başına atlatmam gerekmiyor. Kriz durumlarında profesyonel yardım alma ve kabul etme hakkım var.